Otomotiv sektörü, 2024 yılında hem küresel hem de yerel dinamiklerden kaynaklanan zorluklarla karşı karşıya. Özellikle pandemi sonrası toparlanma sürecinde yaşanan aksaklıklar, tedarik zinciri sorunları ve ekonomik belirsizlikler, sektörü derinden etkiliyor. Küresel çapta yaşanan çip krizi, enerji maliyetlerindeki artış ve hammadde teminindeki sıkıntılar otomotiv üretimini sekteye uğratırken, iç pazarda döviz kurlarındaki dalgalanma ve enflasyon, tüketici talebini olumsuz etkiliyor.
Tedarik Zinciri Sorunları ve Üretim Kısıtları
Otomotiv sektöründeki üretim düşüşü, büyük oranda küresel tedarik zincirindeki aksaklıklardan kaynaklanıyor. Pandemi sonrası talebin hızla artmasına karşın, çip gibi kritik bileşenlerin temininde yaşanan sorunlar, üreticileri zor durumda bıraktı. Özellikle çip krizi, birçok büyük otomotiv markasının üretim hatlarını durdurmasına ve teslimat sürelerini uzatmasına neden oldu. Hammadde fiyatlarındaki artış da maliyetlerin yükselmesine sebep oldu ve bu durum nihai araç fiyatlarına da yansıdı.
2024’ün ilk sekiz ayında Türkiye’de otomotiv üretiminde yaşanan yüzde 7’lik düşüş, sektörün karşılaştığı zorlukların bir göstergesi olarak dikkat çekiyor. Üretimdeki bu gerilemenin arkasında yatan nedenlerden biri de artan enerji maliyetleri. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa’da doğalgaz ve petrol fiyatlarının yükselmesi, üretim süreçlerini daha pahalı hale getirdi. Bu da özellikle Türkiye gibi dışa bağımlı ülkelerdeki üreticilerin maliyetlerini artırarak, rekabet gücünü olumsuz etkiledi.
İç Pazar: Talep Düşüklüğü ve Yüksek Fiyatlar
Türkiye otomotiv pazarında ise tüketici talebi, yüksek fiyatlar ve finansman koşullarının zorluğu nedeniyle gerilemiş durumda. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, otomobil fiyatlarının hızla artmasına sebep oldu. ÖTV oranlarının da yüksek kalması, yeni araç satın almak isteyen tüketicilerin kararlarını ertelemesine neden oluyor. Buna ek olarak, bankaların sunduğu taşıt kredilerinin faiz oranlarındaki artış, yeni araç alımlarını daha da zorlaştırıyor.
2024 yılında otomobil satışlarının yüzde 10 oranında düşmesi, iç pazardaki bu olumsuz durumu doğrular nitelikte. Hem sıfır hem de ikinci el araç fiyatlarındaki artış, özellikle düşük ve orta gelirli tüketicilerin araç sahibi olma hayallerini zorlaştırdı. Bu nedenle, birçok tüketici araç alımını erteleme kararı alırken, bazıları ikinci el piyasasına yöneldi. Ancak ikinci el araç piyasasında da fiyatların artmış olması, tüketici için alternatif seçenekleri sınırlı hale getiriyor.
İhracat ve Gelecek Beklentileri
Her ne kadar iç pazarda talep düşüşü yaşansa da Türkiye otomotiv sektörü ihracat tarafında umut vaat ediyor. Özellikle Avrupa Birliği ülkelerine yapılan otomobil ihracatı, üretim düşüşüne rağmen artış gösteriyor. Avrupa’da emisyon düzenlemeleri nedeniyle elektrikli ve hibrit araçlara olan talep artarken, Türkiye’nin bu alanda üretim kapasitesini artırması, ihracat rakamlarını olumlu yönde etkileyebilir. Elektrikli araç yatırımlarının hızlanması ve yerli üretimin bu yönde genişletilmesi, Türkiye’nin küresel pazarda rekabet gücünü artırabilecek önemli adımlar arasında.
Sonuç olarak, otomotiv sektörü 2024 yılında zorlu bir süreçten geçse de, doğru yatırımlar ve stratejilerle toparlanma potansiyeline sahip. Özellikle elektrikli araçlara yönelik teşvikler ve üretim yatırımları, sektörün geleceği açısından kritik bir rol oynayacak.